Kent şurası sorunları konuştu GÜNCEL

Kent şurası sorunları konuştu

Kent şurası sorunları konuştu

Kent Şurası Başkan Erol Öztürk Hacıeyüpoğlu yönetiminde toplanarak şehrin sorunlarını konuştu.

Adapazarı Reisoğlu Tesisleri’nde gerçekleşen ve ana teması ‘Köyüme Dokunma’ olan toplantıda Sakarya’nın sanayi, turizm, tarım, eğitim ve sosyal yaşam konuları da masaya yatırıldı. Toplantıda konuşan Şura Başkanı Erol Öztürk Hacıeyüpoğlu, “Kent Şurası olarak Ocak ayında oluşturduğumuz heyetle Siyasi partiler, SATSO, Sakarya Ticaret Borsası, Muhtarlar Federasyonu, üniversiteye atanan rektör Hamza Al ziyaret edildi. Şehrimizde bulunan STK’la bir takım ziyaretlerde bulunarak kentimizdeki sorunları istişare ettik. Sosyal etkinliklere katkıda bulunduk. Öncelikle İsveç’teki Kur’ana karşı yapılan eylemi esefle kınıyoruz. Dünyada zaman zaman ekonomik savaşlar, din savaşları oluyor. Nedense bu savaşlar genelde İslam ülkelerinde çok daha fazla etki bırakıyor. İran’da, Pakistan’da, Afganistan’da kadın cinayetleri işleniyor. Bu da bizim içimizi acıtıyor. Temenni ediyorum ki söz sahibi olan güçlü ülkeler bu konuya duyarlı olup çözüm noktasında etkili rol oynarlar” dedi.

Hacıeyüpoğlu, “Kent şurası olarak destek verdiğimiz Köyüme dokunma platformu çok değerli akil insanların bir araya gelmesi ile kuruldu. Şehrimizin değerli insanlarından oluşan Mecdi Cengiz, Aydın Zengin, Ekrem Çoruhlu, Hüsnü Gürpınar, Osman Karagüzel, Hamdi Şenoğlu önderliğinde köyüme dokunma platformunu canlı tutmak için büyük bir gayret gösteriyorlar. Köylerimizi şehre çevirdiler ama ortada olan bir şey yok. Bu konu ile ilgili ziraat odası başkanına, Ticaret Borsasına, muhtarlar derneğine, Kayalar köyüne ve siyasi partilere gidimdi. Son sözü söyleyecek olan  Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce’dir. K endisini ziyaretlerde bulunduk. Başkanı bu konuda az da olsa ılımlı gördük.

Hacıeyüpoğlu, “Şehrimizle ilgili bazı görüşlerimiz vardı. Bunlardan biride kontrolsüz bir şekilde mantar gibi çoğalan Bungolov evler. Bu konu insanları rahatsız etmesinden dolayı mutlaka kontrol atına alınması lazım. Yoksa kontrolsüz çoğalan bu yapılar, şehir turizmine olumsuz etki verecek. Bir diğer önemli konuda Ada Treni konusu. Şehrin merkezine getirilecek diye söylemler havada kaldı. İnşallah yetkililer bu konuya el atarak ada treninin şehrin merkezine gelmesine katkı sunarlar. Şehrimiz aynı zamanda bir eğitim şehri. Özellikle İstanbul ve Kocaeli’den burada eğitim gören talebeler var, hayat şartlarının ve kiraların zor olduğu bir dönemde gidip gelen öğrencilere rahatlık sağlayacağı düşüncesindeyiz” dedi.

Hacıeyüpoğlu, “Bir önemli konuda Sapanca gölümüz. Göl bizim içme suyumuz olarak büyük önem arzediyor. Gölün korunması ile ilgili çalışmalar mutlaka tekrar masaya yatırılması lazım. Nasıl korunuyor, nasıl dezenfekte ediliyor bunların fizibilete çalışmaları mutlaka ve mutlaka revize edilmesi gerekiyor. Çünkü zaman zaman arıtma tesislere yakın insanların sık sık hastalandıklarını duyuyoruz. Demek ki arıtmada da başarılı değiliz. Bir başka önemli konuda yaşamla ilgili. Şehrimizde yaşlıların barınması için bir yapı yok. Özellikle dünyada ve bir çok şehirde bulunan yaşlı barınma evleri nedense şehrimizde yok. Bununla ilgili bir vakıf kurulmalı ve bu vakfa yaşlılarını bırakan insanların yapacak olduğu yardımlarla orada barınan yaşlılarımızın daha ferah ve sağlıklı bir yaşam sürmelerine imkan sağlanmalı” dedi.

Hacıeyüpoğlu, “Bir başka önemli konuda kuzey bölgesine kadar uzanacak olan tren yolu projesi. Sanayi şehri diye övünüyoruz, fakat liman şehrimiz olan Karasu’ya uzanacak tren rayı hattı çalışmasını hep sümen altı ediyoruz. Büyük şehir için yeni yapılacak binanın yeri için düşündükleri yeri tekrar gözden geçirmelidir. Zira yapılan yanlışlıklardan geri dönülmesi zor oluyor sıkışmış olan şehir daha da sıkışıyor. Kargalıhanbaba, Ormanköy, Çökekler, Budaklar, Rüstemler yolu güzelleştirilerek şehre yakışır bir proje yapılarak güney girişi trafik açısından rahatlatılır düşüncesindeyiz” dedi.

Daha sonra söz alan Hüsnü Gürpınar, “Köyüme dokunma platformu nasıl oluştu. Bundan yaklaşık 10 yıl önce şehrin sınırlarını belediye sınırları içine alarak bir gecede bütün köyleri mahalle statüsüne soktular. Köy hizmetlerini kaldırdılar ve bir gecede alınan kararla mahalle yapılmasına rağmen köylerdeki gerçekler değişmedi. Mevcut yönetim bu sıkıntıları görünce İzmir’de yapılan bir tarım şurasında Cumhurbaşkanının tarım bakanına verdiği talimatla köylerin tekrar eski statülere kavuşmaları için bir çalışma yapılması talimatı verdi. Bu çalışmalar sonucunda 2021 yılında kırsal mahalle adı altında bir yönetmelik hayata geçirildi. Kırsal mahalle özelliği şu. İlçelerde köy olma özelliği taşıyan yerler, ilçe belediyelerine müracaat edecek, ilçe belediyelerine büyükşehir belediyesine müracaat edip kırsal mahalle statüsüne geçilecek. Burada değişen en önemli konu emlak vergisi ve imar konusunda harçlarda değişiklikler. Bizim burada platform olarak yola çıkmamızdaki en önemli neden30  tane büyükşehir belediye var. 29 ilde bu yönetmelik bir şekilde uygulandı. Aldığımız duyumlarda şehrimizin büyükşehir belediyesi ilçe belediyelerine bana kırsal mahalle ilgili hiçbir şekilde gelmeyin. Bizde bölgemizde köylerde yaşayan insanların sesi olmak için çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. Bu yönetmelik her yerde uygulanıyor da şehrimizde neden uygulanmıyor” dedi.

Haluk Akbay’da konuşmasında, “Bu şehrin sorunlarına duyarlı olan en güçlü sivil toplum örgütü Kent Şura’sıdır. Bu anlamda ne acıdır ki, kentte hiçbir siyasi parti ve STK belediye başkanlarına yapılmayan işler için karşı duramıyorlar .Bu benim fikrim. Ben Adapazarı belediye meclis üyesi olarak düşüncelerim, Adapazarı, Sakarya’nın en büyük ilçesi. Şu anda 84 mahallesinin 52 tanesi köy konumunda. Sanayileşen ve her geçen gün çoğalan organize sanayi yapılanması belediyeler için gelir kaynağı oluşturuyor. Bu yüzden kırsal alan projesi belediyeler için cazip görünmüyor. Tarım şehriyiz diye övünüyoruz fakat tarımı destekleme konusunda hiç gerçekçi adım atmıyoruz” dedi.

Hakan Alkan ise konuşmasında, “Kent şurası bu şehre katkı sunmak için gerçekten önemli bir platform. Fakat tek eksiğimiz olaylara tepki verme şeklimiz çok çok basit. Biz toplum olarak bu konuda eksiğiz. En son örneklerine bakacak olursak, Avrupa da gerek ülkemize, gerekse insanımıza yapılan eylemlerde  Hollanda’ya verilen  tepkide portakalları yola atma var. Sosyal medyada kötü methiyeler düzerek, onun ürettiği ürünü almayarak verdiğimiz tepkiler sonucunda Avrupa ülkeleri bizlere bakıp gülüyor. Madem ses getirecek tepkiler vermemiz gerekiyor. Kent şurası olarak verdiğimiz tepkilerin eyleme yansıması ses getirecek düzeyde olmalı” dedi.

Toplantıda son olarak konuşan Şengülay Erdem Gürdal, “Köyüme dokunma projesi ses getiriyor. Ben Ziraat mühendisi ve köylü kızıyım. Fakat gördüğüm kadarıyla bizlerin verdiği bu kadar çabaya köylerimizde yaşayan insanlar duyarsız. Bu ya tepkisiz bir toplum oluşumuzdan kaynaklanıyor, yada bu projenin konusu olan kırsalda yaşayan vatandaşların konunun detayına hakim olmamasından. Öncelikle bu kadar akil insanların yapmış olduğu mücadelenin ve çabanın söz konusu vatandaşları bilgilendirme çalışması yapılmalıdır” dedi.