YAZMASAM OLMAZDI
Evet, Rusya-Ukrayna Savaşından bahsediyorum. Yazmasam olmazdı çünkü bütün hayatımız değişecek, değişmeli. Değiştireceğimiz yön, bizim elimizde.
Savaşın kanlı yüzünden bahsetmeyeceğim. Siyasi, politik ve ekonomik yönüne hiç girmeyeceğim. Derin bir kuyu bu konu, uzmanlarına bırakmayı ve onları dinlemeyi tercih ediyorum. Ben hayat felsefemizden bahsetmek istiyorum.
Kendimi bildim bileli savunduğum bir fikrim var. Ülkemizin temel taşı tarım olmalı. Sanayileşelim, Avrupalı olalım derken tarım unutulmamalı. Bir türlü oluşturulamayan tarım politikamızda 50-60 yıl öncesine dayanan hatalarımızın üstüne sürekli yenilerini ekliyoruz. Adım adım tükeniyoruz. Sonuç: Yağ fiyatı tartışması.
Tartışmamız gereken konu yağın fiyatı değil. Canım Trakyama ne oldu da ayçiçeğinde dışa bağımlı olduk. Buğdayın ana yurdu Anadolum değil de Rusya mı oldu? Ne ara, ne zaman, niye böyle oldu? Anadolu gibi verimli bir vatana sahipken, Rusya’ya bağımlı olursak çarşı-pazar fiyatlarıyla savaşırız böyle.
Kaybedecek bir günümüz bile yok. Derhal tarım politikamızı düzeltmeliyiz. Yerli-milli olgusunu acilen tarım politikamıza giydirmeliyiz. 3-5 yıl varımızı yoğumuzu bu işe yatırmalı, küstürdüğümüz çiftçimizi üretime yönlendirmeliyiz.
Nerde hata yapıyoruz? Öncelikle nerde hangi üründen ne kadar üreteceğimizi bilmiyoruz. Çok ciddi bir planlamayla dengeli üretim yapmalıyız. Çiftçimizin ürünü pazara sunma yöntemlerini değiştirmeliyiz. Çiftçi kendi ürününü kendi hasat etmeli, nakliyeyi çiftçi kooperatif veya araçlarıyla sağlamalıyız. Klasik sorunumuz, aracı sayısını azaltmalıyız. Tarladan 30 kuruşa çıkan ürünün halde 5 liraya satılmasına çözüm üretmeliyiz. Alternatif ürünlerin üretimi konusunda çiftçiyi desteklemeli, ÇİFTÇİNİN ihracat yapması için yolunu açmalıyız. Sorunun detaylarına girersek sayfalar yetmez ama en azından hatalarımızın telafisi için yapılması gerekenlerin ana hatlarını çizmek istedim.
Felaket tellallığı yapmak istemiyorum ama son yıllarda yaşadıklarımıza bakın. Salgınlar, savaşlar, politik oyunlar… Hepsi bize bir ders veriyor, ‘kendi karnını doyuracak güçte ol’ diyor. Aksi halde bugün hayat pahalılığıyla savaşıyoruz, Allah korun yarın açlıkla savaşmak zorunda kalacağız.